Alucra'nın yerleşim tarihi Hitit lere kadar uzanmaktadır. İskitler, Kimmerler, Medler, Persler, Romalılar ve Bizans lılar bölgede sırasıyla hakimiyet kurmuşlardır.
MS 391 yılında Alucra Orta Asyadan gelen Kıpçak ve Peçenek Türklerinin istilasına uğramış, bölge 60 yıl kadar Türklerin yönetiminde kalmıştır. 8. yüzyılda ise Maveraünnehirden gelen Oğuzlar,Türkmenler Çamoluk, Çakmak ve Koman bölgelerine yerleşmişlerdir.
1071 Malazgirt Muharebesi nden sonra Alucra ve çevresi Türkmen beyi Kuşluhan bey tarafından fethedilmiş, Merkezi Trabzon da bulunan Danişmendliler Beyliği nin idaresine verilmiştir. Bölge Bizans ve Mengücekliler arasında bu dönemlerde birkaç kez el değiştirmiştir.
Osman Oğulları Anadolu birliğini kurunca, Alucra da bu beyliğe katılmış oldu. Türkmen ,Uzun HasanAkkoyunlular Alucra yı bir dönem topraklarına kattı. Ancak Fatih Sultan Mehmed bu bölgeye sefer düzenleyerek geri aldı. Otlukbeli Muharebesinden sonra da Alucra bölgesi tamamen Osmanlı İdaresinde kalmış oldu. Aluç ağacının çok olması dolayısıyla bu dönemde ismini aldığı sanılmaktadır. Başka bir rivayete göre de Fatih Sultan Mehmed, Şebinkarahisar da iken elini Alucra ya uzatarak "el-ücrâ" (ücra yer) diye söyledigi rivayet edilir.
Anadoluda çıkan Celali İsyanları ndan Alucra da etkilenmiştir. Bu bölgedeki isyancı Türkmenler Kuyucu Murat Paşa tarafından sindirilmiştir.
I. Dünya Savaşı nda Alucrada bir cephe oluşturulmuş, cephe komutanı Mareşal Mustafa Fevzi Çakmak karargahını bugünkü Çakmak köyünde kurmuştur. Halen bu köyde bir şehitlik mevcuttur.
1876 yılına kadar Mindeval ve Kuvata adında iki nahiye olarak idare edilen Alucra, bu tarihten sonra Şebinkarahisar Mutasarrıf’lığına bağlı bir ilçe olmuştur. İlçe merkezi, Karabörk, Kemallı, Koman köyleri arasında zaman zaman yer değiştirdikten sonra, şimdiki yerine yerleşmiştir. 1933 yılında Şebinkarahisarın da ilçe olmasıyla Alucra, Giresun İline bağlı bir ilçe olmuştur.
Alucra yöresinin iklimi, Karadeniz ikliminin aksine kışları soğuk ve kar yağışlı, yazları sıcak ve kuraktır. Karların erimesi nisan ayının ortalarına kadar sarkıp, bahar yağışları da hazirana kadar uzamaktadır. İlkbaharda karların erimesi ve yağmurların başlamasına paralel olarak akarsuların debisi artış gösterir. Bu mevsimde debisi en yüksek akarsu Bağırsak deresi olduğu görülür.
İnce Dere, suyunun tamamına yakınını Gavur Dağları'ındaki karların erimesinden alır. Yaz kuraklıından dolayı yazın (Ağustos) tamamıyla kurur.
Bağırsak Deresi de, yazın beslenemediği için kuruma noktasına gelir.
Moran Deresi ise,Bağırsak ve İnce Dere'ye nazaran rejimi daha düzenli olup yazın da sularını akıtmaya devam eder.
Yılık yağış miktarı : 560 mm³
Ortalama sıcaklık : 18º
Otalama soğukluk: -1º"
Görüldüğü gibi, akarsuların debisi ve yıllık yağış miktarına bakıldığında genel olarak düzensiz bir rejim görülür. Bu haliyle Alucra’nın iklimi Karadeniz ikliminden çok, Karasal iklimdir.
Ulaşım
Alucra'ya karayolu ile karşılıklı otobüs seferleri yapılmaktadır.
Ankara-İstanbul hergün
İzmir-Antalya-Konya-Bursa haftanın belirli günlerinde direkt seferler yapılmaktadır.